Buğday Tarımı
ÖNEMİ;
Hızla artan nüfusumuzun beslenmesi ve stratejik bir ürün olan buğdayda dünyanın gerisinde kalmamak için hububat yetiştiriciliğinde yetiştirme tekniğine uygun olarak üretim yapmalıyız.Bölgemiz için ana ürün olan buğday bitkisi bizden günümüzde verim ve kaliteyi bir arada bulunduran tarımsal uygulamaları talep etmektedir.
Un, Makarna ve Bisküvi sanayinin talep ettiği buğdayı üretmemiz bunu yaparken de bölgemizin iklim koşullarını dikkate almamız gerekmektedir.
İklim ve toprak isteği:
Buğday dünya genelinde ve ülkemizde çok geniş bir yayılma göstermiş çeşitli iklim ve toprak şartlarına uyum sağlayan bir bitkidir. İklim isteği olarak önemli olan bölgenin iklim şartlarına en uygun çeşidi seçmektir.Çünkü bazı ekmeklik buğday çeşitleri kar örtüsünde -35 dereceye dayanabildikleri halde bazıları -10 derecede zarar görebilmektedir.Bu seçim yapılırken uzun yıllar ortalamaları dikkate alınmalı ve çeşit seçiminde en önemli unsur olarak soğuklara dayanmayı göz nünde bulundurmalıdır.
Buğday belirgin bir toprak seçiciliği göstermez. Bununla birlikte belli cins,tür ve çeşitler için en uygun olan toprak tipleri de vardır. Genellikle tınlı alüviyal topraklar buğday için uygundur.
Bunların dışında diğer bölgelerin bilhassa ılıman ve geçit bölgelerinde o bölgenin iklim şartlarına uyan çeşitlerin ilimizde üşüyerek zarar görebileceği bilinmelidir.
Toprak işleme:
İlimizde hububat tarımı 3 şekilde yapılmaktadır.
1- Kuru alanlarda nadas yapılarak,
2- Yağışın yeterli olduğu alanlarda,
3- Sulu alanlarda .
Bu üç şekil tarımın kendine has özellikleri vardır.İyi bir ürün almak için her birine uygun toprak işleme metotlarını uygulamak gerekmektedir.
Kuru koşullarda nadas uygulamalı buğday tarımı yapılıyorsa amaç toprakta suyun birikmesi olduğu için. yapılan bütün toprak işlemelerinde toprağı fazla hareket ettirmemeye, yırtarak işlemeye dikkat etmeli ve biriktirilen yağışları yabancı otlarla zamanında ikileme ve üçleme yaparak muhafaza etmek gerekir.
Yağışın yeterli olduğu alanlarda toprak işleme her yıl farklı derinlikte yapılmalı bu sayede pulluk tabanı oluşması engellenmeye çalışılmalıdır.Bu yapılmadığı takdirde oluşan sert tabaka bitki köklerinin derinlere inmesine, su ve besin maddelerine ulaşmasına engel olur. Bu olumsuzluğu gidermek için her yıl farklı derinliklerde toprak işleme yapılmalı ve 3-4 yılda bir dip kazan ile 60 cm derinden işlenerek bu tabaka bozulmalıdır. Bu işlem temmuz, ağustos, aylarında yapılmalıdır.
Ekim :
Bölgemizde güzlük ekimler için en uygun ekim zamanı 15 Eylül-15 Ekim tarihleri arasıdır.Bu tarihlerde ekilen buğdayın çim kökleri kışa kadar gelişecek bu sayede kışı daha kuvvetli geçirecek ve kıştan çıktıktan sonra baharda daha çabuk gelişip verimi artacaktır.
Tohumluk miktarı olarak sertifikalı tohumlarda dekara 20 kg önerilmektedir. Bu miktarı tohum yatağının hazırlanma durumu, kullanılan ekim makinesi veya işçilik şartları etkilese de uygun şartlarda
18-20 kg dan daha fazla tohum kullanılmamalıdır. Çünkü bilhassa kurak şartlarda atılan fazla tohum ileride bitki sıklığından dolayı susuzluğa bağlı yanmalara sebep olmaktadır. Uygun sıklıkta ekilen buğday yağışın iyi olduğu yıllarda zaten kardeşlenmeyi arttırarak tarlayı kapatacaktır.Sulu şartlarda ise sık ekim cılız dane ve kalite sorunlarına sebep olmaktadır.
Ekim sırasında tohumlarımız Mantari hastalıklara, ekin kurduna (zabrus) karşı ilaçlanmış, toprak tahlillerinde eksikliği ortaya çıkmış ise Çinko elementi ile kaplanmış olmalıdır.
Gübreleme:
Gübreleme toprak analiz sonuçlarına göre yapılmalıdır. Gübrelemede esas olan toprakta eksik olan bitki besin maddesini toprağın yapısına uygun formdaki gübreleri tercih ederek tarladan kalkacak sap ve dane miktarına göre gübre miktarını belirlemektir.
Genel olarak kuru tarım alanlarında 6-7 kg saf azot ve 7-8 kg Saf fosfor sağlayacak şekilde gübreleme yapmak gerekir.Sulu alanlarda ise 12 -14 kg saf azot ve 8-10 kg saf fosfor kullanılmalı çeşidin verim potansiyeline ve sulama sayısına göre miktar ayarlanmalıdır.
Makarnalık buğdaylarda gübreleme ve sulama zaman ve miktarlarının iyi ayarlanamaması buğdayda dönmeye ( Ala getirme) sebep olacağı için aşırı gübreleme ve sulamadan kaçınılmalıdır.
Yancı ot Mücadelesi :
Kullanılan yabancı ot ilaçları her yıl değiştirilerek değişik etkili maddedeki ilaçlar ile tarlamızda bulunan yabancı otların ilaçlara karşı oluşan mukavemeti kırılmalıdır.
Sulama:
İklim şartlarına göre sulama zamanına ve miktarına karar verilmeli sapa kalkma döneminde sulamayı ihmal etmemeli, çiçeklenmeden önce ve sonra su vermeye çalışılmalıdır. Verilecek su miktarı tarla ve iklim şartlarına göre belirlenmelidir.
Hasat :
Hasat zamanı danedeki nem miktarı %13,5 e düştüğü zamandır. Hasatta geç kalınır ve nem %12 nin altına düşerse fabrikasyon işlemleri zorlaşacak ve kalite bozulacaktır