Turunçgil Çeşitleri!
PORTAKALLAR
Portakallar turunçgil üretimlerinin yaklaşık %50’sini oluşturmaktadır. önemli bazı çeşitler ve özellikleri şunlardır.
WASHINGTON NAVEL
Göbekli portakallar grubunun temelini oluşturan bu çeşit, Brezilya’da doğal mutasyon sonucu ortaya çıkmıştır. 1945 yılında Kaliforniya’dan Antalya Narenciye İstasyonuna getirilmiş ve Türkiye’ye buradan yayılmıştır.
Ağaç tacı yuvarlak ve orta büyüklüktedir. Meyveler ağaç üzerinde düzgün bir dağlıma sahiptir. Verimlidir ve genellikle periyodisite göstermez.
Meyve kabuğu koyu portakal renginde, hafif pürüzlü, orta ince kalınlıktadır. Kabuk meyve etine sıkı bağlıdır. Muhafaza ve taşımaya elverişli bir çeşittir. Meyveler yuvarlak ve yuvarlağa yakın şekilde olup, stil ucunda değişen büyüklükte bir göbek bulunur. Meyve eti portakal renginde gevrek, aromalı ve lezzetli bir çeşittir. Genelde çekirdeksizdir. Ancak nadiren 1-2 çekirdeğe rastlanır (Şekil 5).
Orta erkenci bir çeşittir. Kasım sonu-Ocak ayı ortalarında olgunlaşır. Partenokarp olması nedeniyle, şiddetli soğuk, sıcak ve kuru rüzgarlar önemli meyve dökümleri meydana getirebilirler. Ülkemizin çok lezzetli standart sofralık çeşitlerinden birisidir. Parent Washington Navel, Atwood, Fisher ve Thomson gibi tipleri mevcuttur.
-Washington Navel portakalı
NAVELİNA
Kaliforniya orjinli Navel türü portakallardan biridir. Ağaçları güçlü bir yapı ve gelişme özelliğine sahiptir. Verimli bir çeşit olup, Washington Navelden iki hafta daha erkencidir. İspanya’da Ekim ayı ortalarından itibaren olgunlaşır. Göbekli portakallar içerisinde en erkenci çeşittir.
Meyveleri Washington Navelden daha küçük ve oval şekillidir. İç olgunluğa, kabuk renginden önce ulaşır ve sarartma işlemi yapılmasında bir problem yoktur. Erken yaşlarda meyveye yatar. Çekirdeksizdir. İspanya’da yaygın olarak üretilmektedir. Avustralya ve Arjantin’de üretimi artmaktadır. Ülkemize İspanya’dan getirilmiş olan bu çeşitte henüz adaptasyon çalışmaları tamamlanmamıştır.
NAVELATE
İspanya’da Washington Navelden mutasyon sonucu elde edilmiş bir Navel portakal çeşididir.
Güçlü ağaç yapısına sahiptir. Ağaçları Washington Navelden daha büyük ve geniş fakat dikenlidir.
Meyveler orta büyüklükte olup, Washington çeşidinden daha küçüktür. Meyve de kabuğu daha ince, düzgün, fakat daha zor soyulabilir yapıdadır. Meyve iç kalitesi ve suyu oldukça iyi, tatlı ve aromalıdır.
Meyve ağaç üzerinde kalitesini kaybetmeden 4 ay süreden daha fazla kalmaktadır. Navel grubu içerisinde, geççi bir çeşit olması nedeniyle, hasat dönemini zamana yaymak için kullanılabilecek çeşitlerden biri olarak düşünülmesine karşın, İspanya, Fas ve Güney Afrika’da verimin düşük olması, kabuğun zor soyulması ve ağaçların dikenli olması gibi olumsuz yönlerinin olmasından dolayı yetiştiriciliği fazla yaygınlaştırılmamıştır. Olgunlaşma zamanı Ocak-Nisan’dır. Lane late’den daha az verimlidir. Bu yüzden yerine Lane late ve Midknight tavsiye edilmektedir. Ülkemizde adaptasyon çalışmaları henüz tamamlanmamıştır. Çekirdeksizdir.
LANE LATE
Avustralya’da 1950 yılında Washington Navel portakalının tomurcuk mutasyonu sonucunda elde edilmiş bir çeşittir. Ağaç özellikleri Washington Navel’e benzer. Göbekli portakal içerisinde geççi çeşitlerden biridir. Meyvede göbek, Washington Navel’e göre daha küçüktür. Meyve iç kalitesi ve usare miktarı iyi, tatlı ve cezbedicidir. Meyve suyunda az miktarda limonin bulunur.
Meyveler ağaç üzerinde kalitesini kaybetmeden uzun süre kalabilir. Göbekli portakallar içerisinde hasat dönemini geniş bir zamana yaymak için kullanılabilecek çeşitlerden birisidir. Hasat dönemi ocak-nisan aylarıdır. Washington Navelden iki ay geç, Valencia ile aynı dönemde hasat edilebilir. İspanya ve Avustralya’da bu çeşitten iyi ve kaliteli bir ürün alınırken, Güney Afrika’da meyvelerin yeşil kalması, düşük usare miktarı, kabuk yağının fazla oluşu ve meyve dilimlerinde beyaz albedo tabakasının fazla kalışı gibi istenmeyen özellikler göstermiştir. Avustralya’da yaygın olarak yetiştirilmekte olup, Navel grubu portakalların %50’sini oluşturmaktadır. Ülkemizde henüz adaptasyon çalışmaları yapılmamıştır. Çekirdeksizdir.
YAFA (SHAMOUTI, OVAL)
İsrail’de Beledy olarak isimlendirilen bir yerli portakaldan doğal mutasyon ile oluşmuş bir çeşittir. Meyve kabuğu sarı portakal renginde ve pürüzlüdür. Ekolojiye bağlı olarak kabuk kalınlığı değişebilir. Meyvenin sap tarafındaki kabuk kısmı daha kalındır. Kabuğun meyve etine bağlılığı orta derecededir. Uygun ekolojik koşullarda çok üstün tat ve aromalı, sulu gevrek meyve etli, dilim zarları ince meyveler verir. Sofralık standart bir çeşittir. Muhafaza ve taşımaya elverişlidir.
Meyve şekli hafif oval ile oval arasında değişir (Şekil 6). Az çekirdeklidir (2-3 adet). Çok verimli fakat periyodisiteye eğimlidir. Meyveler ağaç üzerinde bir örnek dağılım gösterir. Ağacı iri ve piramidal taç oluşturur. Budamaya karşı oldukça duyarlılık gösterir. Orta mevsim portakalıdır. Ocak sonu – Şubat ortalarında olgunlaşır. Genellikle İsrail, Kıbrıs ve Türkiye’de Mersin bölgesinde üretimi yapılmaktadır. Üstün kaliteli sofralık bir çeşit olmasına rağmen, periyodisite göstermesi, kaliteli meyve elde edilmesinde ekoloji seçici oluşu gibi olumsuz özelliklerinden dolayı, Navel grubu portakallar karşısında önemini kaybetmektedir.
-Yafa portakalı
VALENCİA
Doğal mutasyon sonucu oluşmuş İspanya kökenli bir portakal çeşididir. Türkiye’ye ilk defa 1936 yılında İtalya’dan getirilmiştir. Turunçgil yetiştiricisi ülkelerde en başta gelen portakal çeşidi olup, son yıllarda Ülkemizde de yetiştiriciliği hızla artmaktadır.
Meyve kabuğu sarı-portakal renginde, hafif pürüzlüdür. Kabuğun ete bağlılığı orta derecededir. Genelde dilim zarları kalıncadır. Muhafaza ve taşımaya elverişlidir. Usare bakımından zengin aromalı ve kalitelidir. Bu nedenle hem sofralık, hem de sanayiye elverişli bir çeşittir. Meyveler hafif oval yuvarlaktır. Az çekirdeklidir.
Ağaçları; dayanıklı, geniş, yuvarlak taçlı ve yüksek verimlidir. Ancak, periyodisite eğilimi vardır. Geçci olan bu çeşit Mart, Nisan ayında olgunlaşır. Meyveler ağaç üzerinde uzun süre kalabilir. Değişik ekolojik koşullara çok iyi uyum sağlayan bir çeşittir. Sıcağa en dayanıklı portakal çeşididir. Benny, Campbell, Cutter, Delicia, Delta, Frost, Hughest, Midknight, Olinda, Rohde Red, Valencia Late gibi bir çok alt çeşidi vardır. Midknight ve Delta çeşitleri oldukça kaliteli olup, ayrı çeşitler olarak adlandırılmaktadır.
MORO
Sicilya kökenli bir İtalyan kan portakalıdır. Ülkemizde 1936 yılında getirilmiştir. Meyve kabuğu hafif pürüzlü, kabuğun ete bağlılığı ve meyve et tesktür orta, kendine özgü kokusu olan çok lezzetli bir çeşittir. En erkenci renkli portakaldır. Verimli, az çekirdekli ve kolay soyulabilenn bir çeşittir. Aralık ortalarından itibaren olgunlaşmaya başlar. Olgunlaştıktan sonra ağaç üzerinde uzun süre kalabilme özelliği yoktur.
-Moro portakalı
TARACCO
İtalya kökenli bir kan portakalıdır. Meyveler yuvarlak oval şekilli, orta iriliktedir. Meyve etinde renklenme orta koyulukta ve çizgiler halindedir. Usare miktarı yüksek aromalı bir çeşittir. Çekirdeksiz verimli bir orta mevsim portakalıdır. Aralık-Ocak aylarında olgunlaşır. Olgunlaştıktan sonra meyveler ağaç üzerinde bırakılırsa şiddetli dökümler görülür. Muhafazaya elverişlidir. Kan portakalları içerisinde en kaliteli olanıdır. Ekolojik yönden seçici olması ve olgunlaştığı zaman fazla döküm yapması sebebiyle Ülkemizde çok fazla yaygınlık kazanmamıştır.
-Taracco portakalı
YERLİ PORTAKALLAR
Yerli portakallar daha çok yetiştirildikleri ekolojilerin yakınında bulunan yerleşim birimlerine göre adlandırılırlar. Ülkemizin önemli yerli portakal çeşitleri; Alanya dilimli, Finike yerli, Dörtyol yerli, Kozan yerli, Sultanhisar yerli portakallarıdır.
Genellikle yuvarlak, çekirdekli ve çok sulu çeşitlerdir. Uygun ekolojilerde ağaçlar iyi gelişmekte olup, çok verimlidirler. Ancak, hemen hemen bütün yerli portakal çeşitlerinde periyodisiteye fazla eğilim görülmektedir. Kendi ekolojileri dışında genellikle kalitede büyük düşüşler olmaktadır. Bu yüzden de bu portakalların üretim bölgeleri çok sınırlı olarak kalmıştır. Çok çekirdekli olmaları sebebi ile daha çok meyve suyu sanayide kullanılmalarına karşın, iç pazarda Washington Navel ve Yafa portakallarından sonra piyasadaki boşluktan dolayı sofralık olarak da alıcı bulmaktadır. Günümüzde bu çeşitlerle bahçe tesisi yapılmamaktadır.
MANDARİNLER
Mandarinler toplam turunçgil üretimimizin % 24’ünü oluşturmaktadır. Ülkemizde üretimi yapılan başlıca mandarin çeşitleri ile pazara mal arz periyodunu uzatmak açısından önemli bazı mandarin çeşitleri ve özellikleri şu şekildedir.
SATSUMA (OWARI)
Satsuma mandarini, Türkiye’ye ilk defa Japonya’dan Batum yoluyla doğu Karadeniz bölgesine girmiştir. Daha sonra, özellikle Ege bölgesinde ekolojisine uygun sahalar bularak büyük alanlara yayılmıştır. Ülkemizde yetiştirilen satsumaların tümü Owari grubunda yer almaktadır. Tüm dünyada yaygın olarak yetiştirilen ve tanınan bir çeşittir. Ticari öneme sahip turunçgil çeşitleri arasında soğuğa en dayanıklı çeşit olarak bilinir.
Meyve kabuğu hasat döneminde sarımsı portakal renginde ve hafif pürüzlüdür. Kabuğun meyve etine bağlılığı gevşektir. Depolama ve taşımaya elverişlidir. Puflaşma eğilimi fazladır. Meyveler orta büyüklükte, basık şekillidir. Meyve eti koyu portakal rengindedir. Sulu, aromalı ve kalitesi yüksek bir çeşittir. Çekirdeksizdir.
Verimli bir çeşit olup, düzenli meyve verir ve periyodisiteye eğilimi azdır. Ağaçlar yayvan taçlıdır. Erkenci bir çeşittir. Ekim ayı ortalarında olgunlaşır ve olgunlaştıktan sonra ağaç üzerinde fazla kalamaz.
-Satsuma mandarini
KLEMANTİNE
Cezayir’de doğal mutasyon veya melezleme sonucunda elde edilmiş bir çeşittir. Ülkemize 1936 yılında İtalya’dan getirilmiş olup, yetiştiriciliği daha çok Akdeniz bölgesinde yaygınlık kazanmıştır.
Ağaçları orta büyüklükte, sık yapraklı ve çok dallı olup, yuvarlak bir taç oluşturur. Meyve kabuğu koyu portakal renginde, hafif pürüzlü görünümdedir. Kabuğun meyve etine bağlılığı orta sıkıdır. Fakat kolay soyulabilir. Diğer mandarinler kadar puflaşma göstermez. Meyve eti koyu portakal renkte, gevrek, sulu ve aromalıdır. Tozlayıcı çeşide bağlı olarak çekirdek sayısı artabilir.
Verimli bir çeşittir, periyodisite eğilimi azdır. İyi verim elde etmek için bahçe içerisinde yeterli miktarda tozlayıcı çeşit konulması veya hormon uygulaması yapılması gerekir.
Soğuğa oldukça dayanıklıdır. Klemantin mandarini erkenci bir çeşit olup, meyveleri Ekim ayı sonu – Kasım ayı ortalarında olgunlaşır.
YERLİ MANDARİN
Yerli mandarin Türkiye’ye 20. yüzyılın başlarında Doğu Ege Adaları ile Filistin’den geldiği sanılmaktadır.
Meyve kabuğu sarı-portakal renginde ve hafif pürüzlüdür. Kabuk üzerinde sap kısmında hafif oluklar bulunur. Kabuk meyve etine hafif bağlıdır. Meyveler çabuk puflaşır, depolama ve taşımaya elverişli değildir. Meyveleri yuvarlak basık şekildedir. Meyve eti sarı-portakal renginde, sulu, kendine has güzel aromalı, lezzetli ve yüksek kalitelidir. Meyvede çok çekirdek bulunması sofralık değerini düşürmektedir.
Çok verimli olmasına karşılık, mutlak periyodisite gösterir. Oldukça sık dallı ve söğüt yapraklıdır. Düşük sıcaklıklara ve güneş yanığına duyarlıdır. Orta mevsim çeşidi olup, genelde Aralık sonu Ocak ayında olgunlaşır. Olgunlaşma sonrası dökümlere son derece duyarlıdır. Daha çok Bodrum ve çevresinde yetiştirilmektedir.
FREMONT
Klemantin ve Porkan mandarinlerinin melezlenmesi sonucunda elde edilmiştir. Türkiye’ye 1967 ve 1973 yıllarında ABD’den yapılan introdüksiyonlarla getirilmiştir.
Ağaçları orta kuvvetlidir ve dikine büyür, dalları dikensizdir, erken yaşta meyveye yatar. Meyve kabuğu koyu kırmızı – portakal renkli parlak ve pürüzsüzdür. Kabuk meyve etine sıkı bağlı ve çok gevrek olduğundan soyulurken küçük parçalara ayrılır. Taşıma ve depolamaya elverişlidir. Meyveler yuvarlak şekilli ve çok çekirdeklidir. Periyodisite gösterir. Fazla meyve tutması sebebiyle meyveler küçük olur, seyreltme işlemi gerekir. Olgunlaşma zamanı Aralık-Ocak ayıdır.
Periyodisite göstermesi, meyvenin zor soyulması, çok çekirdekli olması gibi olumsuz özelliklerine rağmen, albenisinin yüksek olması meyve suyunun çok tatlı ve lezzetli olması, erken verime yatması, sık dikime uygun olması bu çeşidin önemini arttırmaktadır.
Türkiye’de özellikle Adana-Mersin dolaylarında yetiştiriciliği yapılan bir çeşittir. Başka yörelerde yetiştirildiğinde çok küçük meyve verdiği için üretiminden vazgeçilmiştir. Orta Doğu Ülkeleri dışında ihraç edilmemektedir.
NOVA
Nova, Klemantin mandarini ve Orlanda tangelosunun melezlenmesi sonucunda elde edilmiştir. Türkiye’ye 1967 ve 1973 yıllarında yapılan introdüksiyonlarla girmiştir.
Soğuğa dayanıklı bir çeşittir. Ağaçları büyük, kuvvetli, parlak yapraklı, dikenli ve verimli bir çeşittir. Meyve kabuğu parlak, portakal renkli, hafif pürüzlüdür. Kabuk meyve etine sıkı bağlıdır. Meyveler hafif basık şekillidir.
Nova mandarini
Oldukça büyük ve lezzetli meyvelere sahiptir. Meyve eti kalitesi çok yüksektir. Kabuk meyve etine sıkı bağlı, soyulması çok kolay değildir. Meyve, puflaşmadan uzun süre ağaç üzerinde kalabilir. Periyodisiteye eğilimi azdır. Olgunlaşma zamanı Kasım-Aralık ayıdır. Doğu Akdeniz Bölgesinde hızla yayılmaktadır.
ROBİNSON
Robinson, Klemantin mandarini ile Orlanda tangelosunun melezidir. ABD’den 1967 ve 1973 yıllarında yapılan introdüksiyonlarla Türkiye’ye girmiştir.
Ağaçların dalları dikensiz, kırılmalara eğilimli, yaprakları mızrak biçiminde ve geniştir. Meyveler sapa bağlandığı noktada ufak bir boyuna sahiptir. Meyve kabuğu ince, pürüzsüz, meyve etine sıkı bağlı olmasına karşın, kolay soyulabilmektedir. Taşıma ve depolamaya elverişlidir. Çekirdek miktarı tozlayıcıya göre değişkenlik gösterir. Puflaşmaya eğilimi azdır.
-Robinson mandarini
Verimli bir çeşit olup periyodisiteye eğilimi çok azdır. Düzenli meyve verir. Erkenci bir çeşittir. Meyveler Kasım – Aralık ayında olgunlaşır ve ağaç üzerinde uzun süre kalabilir. Dökümlere dayanıklıdır. Türkiye’de hızlı gelişmesi beklenen bir çeşittir.
LEE
Klemantin mandarini ile Orlanda tangelosunun melezidir. Ülkemize 1967 yılında ABD’den getirilmiştir.
Meyveler, orta büyüklükte, hafif basık, ince kabuklu, kabuk ete yapışık fakat kolay soyulabilir durumdadır. Meyvenin dış görünüşü düzgün ve parlak, olgunlukta renk koyu sarımı-portakaldır. Meyve eti portakal renginde, bol sulu, lezzetli ve aromalıdır. Olgunlaşma zamanı Kasım-Aralık aylarıdır. ağaçları dikensiz orta büyüklükte, yaprakları mızrak şeklindedir. Meyve kalitesi çok yüksek değildir. Bu yüzden, Florida’da yerini kalitesi ve verimi daha yüksek olan Robinson ve olgunlaşma zamanı aynı olan Nova’ya bırakmıştır.
FAIRCHILD
Klemantin mandarini ve Orlanda tangelosunun melezlenmesi sonucunda elde edilmiştir. 1967 ve 1973 yıllarında ABD’den yapılan introdüksiyonlarla Türkiye’ye girmiştir.
Meyveleri orta büyüklükte ve biraz basık şekildedir. Meyve kabuğu orta kalınlıkta ve kolay soyulabilir meyvenin dış görünüşü parlak düzgün, koyu portakal rengindedir. Meyve eti portakal renginde sert ve sulu, iyi lezzetli ve tatlıdır. Çok sayıda küçük poliembriyonik çekirdek vardır.
Verimli bir çeşittir. Hafif periyodisite gösterir. Ağaçları kuvvetli, geniş taçlı ve sık yapraklı olup, hemen hemen dikensizdir. Kaliforniya ve Arizona’nın kurak bölgelerinde Klemantine göre daha üstün vasıflı olduğu kanıtlanmıştır. Adana koşullarında iyi performans göstermektedir.
Erkenci bir çeşittir. Olgunlaşma zamanı Aralık-Ocak aylarıdır. Meyveler olgunlaştıktan sonra ağaç üzerinde uzun süre kalabilir.
MİNNEOLA
Minneola, Ducan altıntopu ile Dancy mandarini melezidir. 1967 ve 1973 yıllarında ABD’den yapılan introdüksiyonlarla Türkiye’ye girmiştir.
Ağaçları kuvvetli ve geniş taçlı, yaprakları geniş ve sivri uçludur. Meyveleri hafif uzun ve biraz boyunludur (Şekil 12). Meyve kabuğu kırmızımsı-portakal renkli, düz, pürüzsüz ve az çok ete bağlıdır. Meyve eti portakal renginde, sulu, aromalı ve hafif mayhoştur. Çekirdek sayısı bahçedeki tozlayıcı sayısına bağlı olarak değişmekle birlikte, 7-12 adet arasında değişir.
Oldukça verimli bir çeşit olup, periyodisiteye eğilimlidir. Soğuklara oldukça dayanıklı bir çeşittir. Taşımaya ve depolamaya elverişlidir. Alternaria citri fungal hastalığına karşı hassasiyet gösterir. Orta mevsim çeşidi olup, meyveleri Ocak-Şubat ayında olgunlaşır. 1980’li yıllardan sonra, özellikle Doğu Akdeniz Bölgesinde en fazla yayılan çeşittir. Ancak, Alternaria citri fungal hastalığına hassasiyeti nedeniyle, üreticilerin bu çeşide olan talebi azalmıştır.
-Minneola mandarini.
FORTUNE
Fortune, Klemantin ile Dancy mandarini melezidir. Son yıllarda geçci çeşitlere olan eğilim yüzünden önem kazanmış ümitvar bir çeşittir.
Ağaçları hızla büyüme özelliğinde ve yuvarlaktır. Meyvesini genellikle eteklerde ve taç içerisinde oluşturur. Meyveleri orta büyüklüktedir. Meyve kabuğu koyu portakal renginde hafif pürüzlü, ince, meyve etine az bağlı ve kolay soyulabilir şeklindedir. Meyve eti portakal renginde sulu, tatlı ve lezzetlidir. Çekirdeksiz bir çeşittir. Çekirdek sayısı uygun tozlayıcıların bulunduğu bahçelerde artabilir.
-Fortune mandarini.
Soğuğa karşı dayanıklı bir çeşittir. Kaliforniya ve İsrail’de asit oranının istenilen seviyeye düşmesinin beklenmesi durumunda puflaşma ve meyve dökümleri görüldüğünden, üretimi yaygınlaşmamıştır. İspanya’da bahçe tesisinde en fazla kullanılan ikinci popüler çeşit olup, mandarin fidanına olan talebin %15’inden fazlasını bu çeşit oluşturmaktadır. Henüz ülkemizde adaptasyon çalışmaları tamamlanmamıştır.
CLAUSELLINA
Clausellina, Satsuma Owari çeşidinden göz mutasyonu sonucunda oluşmuştur. Ağaçları Owariden daha yavaş büyür ve daha küçük taç oluşturur. Meyve kabuğu sarımsı-portakal renginde, hafif pürüzlü, meyve etine gevşek bağlı ve kolay soyulabilir şeklindedir. Meyve eti koyu-portakal renginde, Owariden daha az kalitelidir. Çekirdeksizdir. Meyve iç olgunluğa, dış olgunluktan çok önce ulaşır. Bu nedenle sararma işlemine ihtiyaç duyulmaktadır. Owari’den üç hafta daha erkenci olup olgunlaşma zamanı Eylül sonu-Ekim ayıdır. Ağaç yapısı küçük olduğundan sık dikime uygundur. İspanya’da bir miktar yayılma alanı bulmuştur. Ancak, Okitsu’nun daha kaliteli ve erkenci olmasından dolayı Clausellina üreticiler tarafından artık tercih edilmemektedir. Ülkemiz için yeni çeşitlerden biri olup, henüz adaptasyon çalışmaları yapılmamıştır.
PLANELLINA
Planellina, Owari çeşidinden göz mutasyonu sonucunda oluşmuş bir Satsuma çeşididir. Owariden beş, Clausellina’dan iki hafta daha erkencidir. Meyve özellikleri ve kalitesi bakımından Owariye çok benzer. Clausellina’dan daha sulu, ince kabuklu ve büyük meyveli bir çeşittir.
Çok erkenci bir çeşit olması nedeniyle, pazara mandarin meyve arz periyodunu genişletmek için ümitvar olabilecek bir çeşittir. Ülkemiz için yeni çeşitlerden biri olup, henüz adaptasyon çalışmaları yapılmamıştır.
OKİTSU
Okitsu, Miyagawa satsuma çeşidinden kontrollü melezleme sonucunda nüseller çöğür olarak elde edilmiştir. Japonya’da en yaygın ikinci satsuma çeşididir. Son yıllarda İspanya’da da yetiştiriciliği yayılmaya başlamıştır. Ülkemiz için yeni çeşitlerden biridir.
Ağaçları güçlüdür. Genç ve güçlü dalları dikenlere sahiptir. Bu çeşit, erkenciliği, iri meyve yapısı ve erken meyveye yatması nedeniyle 1996 yılından itibaren Doğu Akdeniz Bölgesinde yaygınlık göstermeye başlamıştır. Satsuma grubu içerisinde dikene sahip tek çeşittir. Meyveleri oldukça büyük ve yassıdır.
Meyve kabuğu, portakal renginde, hafif pürüzlü, meyve etine bağlılığı gevşek olup, kolay soyulabilir. Meyve eti koyu-portakal renginde, tatlı, asit oranı düşük ve lezzetlidir. Owari’den 3-5 hafta daha erkencidir.
Meyvenin olgunlaşma zamanı Eylül sonu-Ekim aylarıdır. periyodisiteye eğilimi azdır. Depolamaya elverişlidir.
Son yıllarda İspanya’da Clausellina’ya olan ilgi azaldığından Okitsu’nun dikimleri artmıştır. Arjantin ve Uruguay’da da en popüler çeşitlerden biridir. Ülkemizde, adaptasyon çalışmaları henüz tamamlanmamıştır.
MARİSOL
Marisol, bir Klemantin seleksiyonu olan Oroval’den göz mutasyonu sonucunda elde edilmiştir.
Soğuğa dayanıklı bir çeşittir. Meyve kabuğu portakal renginde hafif pürüzlüdür. Meyve kabuğu, meyve etine orta sıkı derecede bağlıdır. Meyveler büyük ve lezzetlidir. Meyveler ilk renk değişimi gösterdiğinde hasat edilir ve sarartma işlemine tabi tutulur. Ağaç üzerinde uzun süre bekletilirse puflaşma gösterir ve kalite kaybına uğrar. Taşıma ve depolamaya uygundur. Oroval’den iki hafta erken, Owari’yle aynı tarihte olgunlaşması Marisol’u son yıllarda piyasanın aranılan bir çeşidi yapmıştır. Olgunlaşma zamanı Eylül sonu-Ekim başlarıdır. Bu çeşidin en olumsuz özelliği Akdeniz meyve sineğine olan duyarlılığıdır. Meyvenin tamamı bu sebepten dökülebilir. Ülkemiz için yeni bir çeşit olan Marisol ile ilgili adaptasyon çalışmaları henüz tamamlanmamıştır.
NOUR
Nour, Fas’ta selekte edilmiş bir Klemantin seleksiyonudur. Son yıllarda üretimine önem verilen geçci bir mandarin çeşididir.
Meyve kabuğu koyu portakal renginde, biraz pürüzlüdür. Meyve eti sulu ve iyi bir aroma ve lezzete sahiptir. Meyveler Ocak ortasında olgunlaşır ve kalitesinden kaybetmeksizin Mart ayı başlarına kadar ağaç üzerinde bırakılabilir. Bu geçci özelliği nedeniyle son yıllarda dikkatleri üzerine çeken bir meyvedir. Nakliye ve depolamaya dayanıklıdır. Fas tarafından ABD ve Kanada gibi Ülkelere ihraç edilmektedir. Ülkemiz için yeni bir mandarin çeşidi olan Nour, pazara meyve arz periyodunu uzatmak açısından üzerinde durulması gereken bir çeşit olarak görülmektedir. Ülkemizde adaptasyon çalışmaları henüz yapılmamış bir çeşittir.
LİMONLAR
Mevcut turunçgil üretimimizin %20’sini limonlar oluşturur. Başlıca önemli limon çeşitleri ve özellikleri aşağıda kısaca verilmiştir.
İNTERDONATO
Interdonato limon çeşidinin, bir limon x ağaç kavunu melezi olduğu kabul edilmektedir. Türkiye, dünyada en fazla interdonato limon çeşidini üreten ülkedir ve bu çeşit, toplam limon üretimimizin 1/3’ünü oluşturur.
Ağaçları orta kuvvetli ve dikensize yakındır. Orta verimli ve verimliliği düzensiz bir çeşittir. Periyodisiteye eğilimi vardır. Meyve kabuğu açık yeşil, parlak, düzgün ve incedir. Meyve eti yeşilimsi – sarı renktedir. Meyve şekli, geniş uzun, silindiriktir. Meme kısmı tipik olup bir tarafa yatıktır.
Şekil 14. İnterdonato limonu
Türkiye’de yetiştirilen limon çeşitleri içinde en erkenci olanıdır. Olgunlaşma Eylül-Ekim ayları arasındadır. Muhafazaya elverişli bir çeşit olmasına karşın, erkenciliği nedeniyle depolama yapılmaz. Hasada meyvelerde %30 usare düzeyine ulaşıldığı zaman başlanır ve dış pazardaki taze limon boşluğunu doldurur. Bu nedenle Türkiye’nin limon ihracatında önemli bir payı vardır. Uçkurutan hastalığına oransal olarak dayanıklıdır. Meyveler olgunlaştıktan sonra ağaç üzerinde uzun süre bekletilirse irileşir ve pazar değerini yitirir. Dikim alanlarındaki artış hızı son yıllarda azalmıştır.
KÜTDİKEN
Türkiye’de üretilen en eski limon çeşidi olup, üretimi ve depolaması en fazla yapılan bir çeşittir. Çok üstün meyve kalitesine sahiptir.
Meyve kabuğu düzgün, parlak, meyve etine sıkı bağlı, yeşil sarı veya limon sarısı renktedir. Meme kısmı fazla gelişmemiştir. Meyve elips şeklindedir. Çekirdeklidir. Bol sulu ve yüksek asitlidir.
Yüksek verimlidir ve düzenli meyve verir. Ağaçları orta kuvvette büyür. Meyvelerin ağaç üzerinde dağılımı düzgündür. Orta mevsim çeşididir. Depolamaya uygun olduğu için Kasım ayından Şubat ayına kadar hasat edilebilir. Uygun koşullarda hasat edilen, paketlenen ve depolanan bu çeşit 9 ay süre ile muhafaza edilebilir. Ancak uçkurutan hastalığına hassastır. Daha çok İçel ve Hatay illerinde yetiştirilir. Ürgüp ve Göreme’nin doğal kaya mağaralarında depolandığı için yatak limonu adını alır.
Kütdiken limonu
LAMAS
Türkiye’nin eski bir limon çeşididir. Adını yetiştirildiği yer olan Lamas vadisinden almıştır.
Meyve kabuğu, yeşil sarı veya limon sarısı renkte, düzgün, parlak ve orta kalınlıktadır. Meyve şekli uzun silindiriktir. Sap kısmında hafif boyun halkası vardır. Meyveleri stil ucuna doğru düzgün ve sivrilen belirgin bir memesi vardır. Verimli ve sulu bir limon çeşididir. Az çekirdeklidir. Türkiye’de üretilen en kaliteli limon çeşididir.
Ağaçları kuvvetli büyür. Orta mevsim çeşididir. Hasada Kasım ayında başlanır. Ekoloji dışına çıkarıldığında kalite önemli ölçüde düşer. Uçkurutan hastalığına duyarlıdır. Depolamaya elverişlidir.
İTALYAN MEMELİ
Adından da anlaşılacağı gibi İtalyan kökenli olduğu sanılan, Türkiye’ye giriş tarihi bilinmeyen eski bir yerli limon çeşididir. Doğu Akdeniz bölgesinde “İtalyan Memeli” Batı Akdeniz Bölgesinde “Demre Dikensiz” veya “Kara Limon” olarak adlandırılır. Türkiye’de üretimi en yaygın üç limon çeşidinden biridir.
Meyve kabuğu, limon sarısı renkte, hafif pürüzlü, orta kalınlıktadır. Meyveler topaç şeklinde, memesi belirgin kısa ve sivridir. Az çekirdeklidir. Çok verimlidir. Her yıl bol ve düzenli ürün verir. Uç kurutan hastalığına dirençlidir. Hasat zamanı Kasım-Ocak aylarıdır. Tüm Akdeniz bölgesinde yetiştirilmektedir.
MOLLA MEHMET
Daha çok Mersin ilinde yaygın olarak yetiştirilmektedir. Kökeni üzerinde belirgin bir bilgi yoktur.
Meyve kabuğu sarı renkli, girintili çıkıntılı ve orta kalınlıktadır. Sap tarafında belirgin bir boyun bulunur. Meyveler eliptik şekilli olup, meme küt ve kaba yapılıdır. Yüksek verimli ve düzenli meyve veren bir çeşittir. Uç kurutan hastalığına nispeten dayanıklıdır.
-Molla Mehmet limonu
KIBRIS
Bu limon çeşidi daha çok Alanya, Anamur yöresinde yaygındır. Kıbrıs’tan getirildiği sanılmaktadır.
Meyve kabuğu sarı renkli, parlak, dalgalı ve orta kalınlıktadır. Meyveler oval-silindirik şekillidir. Sap kısmında belirgin sayılabilecek boyun bulunmasına karşın meme yok denecek kadar küçüktür. Kaliteli bir çeşittir. Az çekirdeklidir. Çok erken ürüne yatan bu çeşidin ağaçları oldukça verimlidir. Meyveler Kasım ayı ortalarından itibaren olgunlaşır. Depolamaya fazla elverişli değildir.
ALTINTOPLAR
Altıntoplar, mevcut turunçgil üretimimizin %5’ini oluşturmaktadır. Başlıca çeşitler ve özellikleri şunlardır.
MARSH SEEDLESS
Florida’da Ducan altıntopunda meydana gelen mutasyon sonucunda elde edilmiştir. Ülkemizde yetiştiriciliği yapılan en eski beyaz altıntop çeşitlerinden biridir.
Meyve kabuğu, sarı renkte, düz parlak ve incedir. Tam verimdeki ağaçların meyveleri bir örnek ve salkım şeklindedir. Kabuk meyve etine sıkı bağlıdır. Meyve hafif basık, yuvarlak şekillidir. Meyve eti gevrek, sulu aromalı ve açık sarı renklidir. Çekirdeksizdir.
Çok verimlidir. Periyodisite eğilimi yoktur. Orta geçci bir çeşit olup, hasat zamanı Ocak ortası-Mart başıdır. Meyveler ağaç üzerinde uzun süre kalabilir. Muhafaza ve taşımaya elverişlidir.
Türkiye’de altıntop üretiminin büyük çoğunluğu bu çeşitle yapılmaktadır. Ancak, son yıllarda, renkli altıntop çeşitlerine olan ilginin artmasıyla, önemi giderek azalma eğilimi göstermektedir.
-Marsh Seedless altıntopu
RED BLUSH (RUBY)
Amerika’da tomurcuk mutasyonu sonucunda elde edilmiştir. Meyve kabuğu pembemsi – sarı ve hafif pürüzlüdür. Kabuk meyve etine orta sıklıkta bağlıdır. Meyveler basık, yuvarlak, salkım şeklinde ve orta iriliktedir. Meyve eti rengi açık pembe veya pembedir. Ağaç tacı içinde güneş görmeyen meyvelerde daha iyi renklenme meydana gelir. Meyveler birbirine değdiği yerde kırmızı yanak oluşur. Çekirdeksizdir.
Red Blush altıntopu
Taşımaya elverişli, sulu, aromalı ve kaliteli bir çeşittir. Orta mevsim çeşidi olup, meyveler Aralık-Ocak ortasında hasat edilir. Dört ay süreyle depolanabilir. Her yıl düzenli meyve verir. Türkiye’de Marsh Seedless altıntopundan sonra en çok yetiştirilen çeşittir.
STAR RUBY
Amerika’da Hudson çeşidinin tohumundan yapay mutasyonla elde edilmiştir. 1981 yılında Adana’dan Türkiye’ye girmiştir.
Meyve kabuğu, kırmızımsı renkte, pürüzsüz ve incedir. Kabuğun meyve etine bağlılığı sıkıdır. Meyve kabuğu ve meyve eti kırmızı renklidir. Taç içinde güneş görmeyen meyvelerde daha iyi renk teşekkül eder. Ağaçları orta verimlidir. Asidi diğer altıntoplara göre daha düşüktür. Çok sulu ve lezzetlidir. Türkiye’de hızlı yayılma eğilimindedir. İhracatı en çok yapılan çeşitlerden biridir. Ancak Dünya’da yetiştiriciliği en zor olan altıntop çeşididir. Yetiştiriciliği problemlidir. Yavaş büyür, dalları çok sık ve bol yapraklı olduğundan meyvenin büyümesini önler. Kök çürüklüğüne duyarlıdır. Sıcak iklimlerde güneş yanıklığına aşırı duyarlılık gösterir. Soğuk geçen kış aylarında uç yapraklarda klorofil parçalanması nedeniyle sarı-beyaz renk açılmaları oluşur. Meyveler depolanmaya elverişli değildir. Meyveleri Aralık-Ocak aylarında olgunlaşır. Daha çok taze olarak tüketilmeye elverişlidir. Son yıllarda ülkemizde bu çeşide olan ilgi azalmaya başlamıştır.
-Star Ruby altıntopu
HENDERSON
Amerika’da 1951 yılında meydana gelen donlardan oluşan göz mutasyonu sonucu Teksas’ta ortaya çıkmıştır. 1984 yılında Adana’dan Türkiye’ye girmiştir.
Star Ruby’e benzer, ancak Star Ruby’den daha verimli ve ekolojiye daha uyumlu bir renkli altıntop çeşididir. Tadı ve görüntüsünden dolayı taze tüketime elverişlidir. Acılık faktörü azdır. Marsh Seedless ve Red Blush’dan daha erken hasat edilir. Meyve kabuğu açık kırmızı renkli, meyve eti koyu kırmızıdır. Meyveler, basık yuvarlak, salkım şeklinde ve orta iriliktedir. Çekirdeksizdir.
Türkiye’de yeni bir çeşit olmasına karşın, hızlı sayılabilecek şekilde yayılmaktadır.
OROBLANCO
Amerika’da yapay melezleme yoluyla elde edilmiş bir çeşittir. 1984 yılında Adana’dan Türkiye’ye girmiştir.
Meyve kabuğu sarı, eti ise açık saman sarısı renginde yumuşak ve gevrektir. Meyveler basık yuvarlak, fakat sap tarafına doğru hafif konik şekilli ve iridir. Meyveler şekil bakımından bir örnek değildir. Marsh Seedless’e göre şeker miktarı yüksek asit miktarı düşük, tatlı ve dört hafta erkenci bir çeşittir. Hasat dönemi Ekim-Kasım dönemi olup en erkenci altıntop çeşididir.
Türkiye için yeni bir çeşittir. Değişik ekolojilerde denenmektedir.
-Oroblanco altıntopu.
RIO RED
En son geliştirilen renkli, altıntop çeşididir. Ruby red’ten tomurcuk mutasyonu sonucunda ortaya çıkmıştır.
Meyve kabuğu koyu kırmızı renkte ve pürüzlüdür. Meyve eti, koyu kırmızı renkte sulu ve gevrektir. Meyveler uzunumsu yuvarlaktır. Kabuk meyve etine sıkı yapışıktır. Çekirdeksizdir. Meyveler yarı kurak veya kurak iklimlerde şekil bozukluğu gösterir. Geçci bir çeşit olup Ocak-Şubat aylarında hasat edilir.
Türkiye için yeni bir çeşit olup, geçici renkli altıntop isteyenler için uygun olabilecek bir çeşittir.